Farkındalık Temelli Terapi, bilişsel davranışçı ile tutarlı bir
yöntemdir. Ancak Farkındalık Temelli Terapi geleneksel bilişsel
davranışçı yöntemlerden oldukça farklıdır. Örneğin, Farkındalık Temelli
Terapi düşüncelerin çarpıtılmış ya da irrasyonel olarak
değerlendirilmesini ya da irrasyonel olduğuna karar verilmiş
düşüncelerin sistematik olarak değiştirilmeye çalışılmasını içermez.
Bunun yerine katılımcılara sadece düşüncelerini gözlemlemeleri, onların
kalıcı olmama özelliğine dikkat etmeleri ve onları değerlendirmekten
kaçınmaları gerektiği öğretilir.
Bir diğer önemli fark da geleneksel bilişsel davranışçı yöntemlerin
davranışı ya da düşünme örüntüsünü değiştirmek gibi bir açık bir
amacının olmasıdır. Buna karşın, farkındalık terapisi görünürde
paradoksal bir tutum olan didinmeme ile deneyimlenir. Yani, bir ödev
verilmiş olsa da (örn. sakince otur, gözlerini kapa ve dikkat et),
belirli bir amaç hedeflenmemektedir.
Katılımcılar tedaviye bu niyetlerle gelmiş olsalar da, rahatlamaya,
acılarını azaltmaya veya düşünce ve davranışlarını değiştirmeye
çabalamaya yönlendirilmezler. Sadece yargılamadan her an olup bitenleri
gözlemlemeleri gerekir.
Farkındalık temelli yaklaşım, genellikle işlevsel olmayan düşünceleri
çürütmek üzerinden gitmez. Buna paralel olarak farkındalık temelli
yaklaşımlar düşüncenin içeriğinden çok düşünce sürecini değiştirmeyi
amaçlar.
Bilişsel terapiden sağlanan faydada önemli faktörlerden biri düşünce
içeriğinden çok sürecinin değişmesidir. İki yaklaşımın ayrıldığı
noktalardan biri budur.
Kişinin kendine yönelik dikkat konusunda eğitilmesi; duyumlar,
düşünceler ve duygulara maruz kalmayı sağlar. Bu maruz kalma
koşullanılmış yanıtların duyarsızlaşmasına ve kaçınma davranışında
azalmaya neden olur.
Bilişsel değişim kişinin düşüncelerini herhangi bir değeri ya da anlamı
olmayan, içsel olarak gerçekliğe, herhangi bir değere, sağlıklılığa
sahip olmayan gelip geçici bir fenomen olarak değerlendirmesinden
kaynaklanmaktadır. Farkındalık terapisi genellikle şimdiki gerçekliği
değiştirmek için sistematik girişimler yerine onun kabul edilmesini
hedefler.
Yazan: Kültegin Ögel
|